Seyahate çıkarken önce kalacağımız yeri araştırıyoruz. Orayı seçerken fiyatına ve konumuna bakıyoruz. Otel, pansiyon, kiralık daire hiç fark etmez, birçoğumuz için kalacağımız yerin temizliği önceliğimiz. Kimi gezgin nerede kalırsa kalsın yastık kılıfını yanında götürüyor, kimisiyse odadaki kumanda ve lamba düğmelerini siliyor. Son günlerde önce Paris’te, sonra da İngiltere’de görülen tahtakuruları seyahatte hijyen konusuna daha fazla dikkat etmemiz gerektiğini hatırlattı. Sık seyahat eden gezginler bize aldıkları tedbirleri anlattılar.
‘Yastık kılıfımı hep yanımda taşırım’
Ebru Erke, Hürriyet Ekler gastronomi ve seyahat yazarı
◊ Kaldığım otelin yıldızı kaç olursa olsun ilk yaptığım şey her zaman yatak üzerine dekoratif amaçla serilen örtüleri katlayıp dolaba kaldırmak oluyor. Çünkü onlar çarşaf veya nevresim gibi sürekli yıkanmıyor ve değiştirilmiyor.
◊ Dünyanın neresine gidersem gideyim yanımda mutlaka kendi terliklerimi götürüyorum. Çok ince lastikten, parmak arası terliklerim var.
◊ Özellikle kalma koşullarının belli olmadığı yerlere giderken mutlaka yanıma küçük de olsa bir havlu alıyorum. Yastık kılıfımı da hep yanımda taşıyorum. O beni çok rahatlatıyor.
◊ Oteldeki şampuanları ve hijyen malzemelerini de kullanmıyorum, yanımda götürüyorum.
‘Bavulunuzu açtığınız yere dikkat edin’
Nurgül Büyükkalay, Hürriyet Seyahat gezgini
◊ Seyahatlerimde konakladığım oteller geçici evim gibi olduğundan önceliğim her zaman temizlik. Airbnb evlerinde bile kalsam hijyen ve güvenlikle ilgili aldıkları önlemleri araştırıyorum. Çünkü bazen en lüks otellerde bile kendi evimizdeki temizliği bulamıyoruz.
◊ Her seyahatimde yanımda mutlaka ıslak mendil, dezenfektan sprey, dezenfektan mendil ve kolonya gibi hijyen malzemeleri bulunduruyorum. Eğer Afrika gibi hijyen konusunda sıkıntılı ülkelerden birine gidiyorsam daha tedbirli oluyorum. Yanıma mutlaka böcek ilacı ve sinek spreyi alıyorum. Doğada bir otelde ya da evde kalacaksam ne gibi böceklerle karşılaşacağımı önceden öğreniyorum.
◊ Bavulumu açacağım yere dikkat ediyorum. Tahtakuruları ahşabı sevdiği için bavulumu böyle bir zeminde açmamaya özen gösteriyorum.
◊ Kaldığım odadaki kahve ve su bardakları gözüme temiz görünse bile kullanmadan
önce mutlaka kendim de yıkıyorum.
◊ TV kumandası yeni bir poşete konmamışsa dezenfektan mendille silip öyle kullanıyorum. Ayrıca lamba düğmeleri de odalarda en hijyenik olmayan yerler arasında. Bunları da temizlemeyi ihmal etmiyorum.
‘Temizlik standartlarını araştırın’
Saffet Emre Tonguç, Hürriyet Seyahat yazarı
◊ Sürekli seyahat halinde olduğumdan özellikle turlarımda hem kendim hem de misafirlerim için konakladığımız otellerin temizlik standartlarını mutlaka önceden araştırırım.
◊ Otel odasına girdiğimde ayakkabıyla dolaşmayı sevmem.
◊ Eğer mümkünse havalandırma yerine camları açarak odayı serinletirim. Biliyorsunuz hijyen konusunda otel odalarının en zayıf olduğu nokta uzaktan kumandalar. Yıllardır evimde TV olmadığı için otel odasında da böyle bir ihtiyaç hissetmiyorum.
‘Peştamal hayat kurtarıyor’
Bahar Gündoğdu, Hürriyet Seyahat gezgini
◊ Yastık kılıflarının üstüne temiz tişörtümü geçiriyorum. Mesela Everest Base Camp yürüyüşünde her gün bir köy evinde kalıyordum. Dağ şartlarında yatak takımlarının her gün yıkanması mümkün olamıyor. Çarşaf yerine yanımda taşıdığım peştamalı seriyorum. Çoğu hostel çarşafları haftada bir değiştiriyor. Ucuz seyahat edelim derken başkasının kullandığı çarşafta yatmak hoş olmuyor.
◊ Yorgan kullanmam gereken soğuk yerler için yanımda küçük kaz tüyü uyku tulumumu taşıyorum. Kaldığım yerlerde genelde battaniye veriliyor ve onların bir kılıfı olmuyor. En rahatsız olduğum şey bu.
◊ Banyo eşyamı sağa sola koymamak için küçük, asılabilen, su geçirmeyen seyahat çantalarından kullanıyorum. Her gün temizlenmeyen banyolarda diş fırçamı sağa sola koyma düşüncesi en büyük kâbusum.
◊ Eğer mümkünse kamplarda hamak kurup yatıyorum. Bu hijyen açısından ve böceklerden korunmak için kurtarıcı olabiliyor.
◊ Ortadoğu ve Afrika ülkelerine seyahatlerimde yanımda kolonya taşıyorum. İçindeki alkol nedeniyle Müslüman ülkelerde gittiğinizde alabilmeniz çok mümkün olmuyor. Dünya ülkelerinin çoğunda bizim alıştığımız tuvaletlerden yok. Bazen banyoları duş alabileceğiniz temizlikte olmuyor. Bu yüzden ıslak mendil çok önemli bir yol arkadaşı.
◊ Dağlardaki yollarda, olur olmadık yerlerde su doldurup içmem gerekebiliyor. Yanımda filtreli su matarama ek, Nepal’den aldığım su arıtan hapları taşıyorum.
‘Kahve makinelerine güvenmiyorum’
Pelin Mutlu, hostes
◊ Pandemiden kalma alışkanlıklarımı halen çok hijyenik bulmadığım konaklama yerlerinde kullanıyorum. Otel odasını kaplayacak büyüklükteki muşambayı ve şişme yatağımı yanımda götürüyordum.
◊ Tuvalette kullanacağım alanlara ve kapı kollarına dezenfektan sıkıyorum. Yastık kılı-
fımı mutlaka yanıma alıyorum.
◊ Otellerin kahve makinelerine güvenmiyorum. Kullanacaksam içinde yeniden su kaynatıp boşaltıyorum, öyle kahve demliyorum.
◊ Hindistan ve Afrika ülkeleri gibi hijyenine hiç güvenmediğim yerlere suyumu yanımda götürüyorum. Hindistan’a gittiğimde zaten kısa kaldığımız için ben duş bile almıyorum. Makyajımı çıkarmak için yüzümü yıkamıyorum, makyaj temizleme mendillerinden kullanıyorum. Elimi yıkasam bile sonrasında mutlaka kolonya sıkıyorum. Çünkü suyun gerçekten başka renkte aktığı ülkeler var.